Malum, 1 yıldır mücadele ettiğimiz salgın hastalık, çok sayıda sektörü vurdu.
Küresel anlamda en çok etkilediği alan turizm oldu.
Türkiye, Aydın’ın da büyük pay sahibi olduğu turizmdeki zararını azaltmak, sektörden kazanç sağlayan girişimcilerini mağdur etmemek adına bazı adımlar attı.
Geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri, bu adımların başarısız bir örneğini ortaya koyan, ‘Ben aşılıyım’ videosu oldu.
Elbette eleştiriler haklı.
Kazanç sağlayacağız derken kendimizi ezdirmek doğru bir anlayış değil.
Neyse ki hatada ısrar edilmedi ve video yayından çekildi.
Peki, ‘kendimizi ezdirmeyeceğiz’ diyerek turizm sektörünü kendi haline bırakmak doğru mu?
En büyük hata bu olurdu.
Nitekim, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sektörü kendi haline bırakmamak için harekete geçmiş.
Bakan Ersoy’un Moskova’ya bir ziyaret düzenlediği, ulusal basına yansıdı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da yer aldığı heyetin ana görevi, turizm sektöründe alınan COVID-19 önlemleri ve vaka sayılarındaki düşüşü Moskova’ya anlatmak olacak.
Bu yolla, Rusya’nın 1 Haziran’dan sonra Türkiye’ye uçuş yasağını kaldırması hedefleniyor.
Bu kötü bir şey mi?
Hayır, gayet güzel bir girişim.
Antalyalı otelci de esnaf da bu ziyaretten çıkacak neticeyi bekliyor.
Kötüyü eleştirdiğimiz kadar doğruyu da alkışlamak gerekir.
Peki ya Rus turist sayısı Antalya’ya göre çok daha az olan Aydın?
Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel de Kuşadası için girişimlerde bulunuyor.
Günel, Ukrayna Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı UITT’ye Türkiye’den katılan tek belediye başkanı oldu.
Meclis üyeleriyle birlikte Ukrayna’da Kuşadası’nı anlatacak.
Gelecek turistler Ömer Günel’in misafiri değil, Kuşadası esnafının kazanç kapısı olacak.
Bu kötü bir şey mi?
Hayır, gayet güzel bir girişim.
Peki bizim ahaliye ne anlatılıyor?
‘Beyimiz gezmeye gitti…’
Şimdi biz de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy için ‘gezmeye gitti’ diyebilir miyiz?
Deriz, elbette deriz ama bize de ‘ayıp yahu’ demezler mi?