Değerli okurlar; Adnan Menderes Stadı’nın yıkımı sonunda başladı.

‘Sonunda’ diyorum çünkü ben bu kararı uzun süredir bekliyordum.

Ben sevindim ama ‘Menderes Stadı’ yıkılıyor diye feveran edenleri de görüyorum.

İnsan ‘Bu feveran niye?’ diye sormadan edemiyor.

Çağın gerisinde kalmış, ihtiyacı karşılamayan bir stat, sırf ‘anılarımız var’ denilerek yaşatılabilir mi?

Bu şehir yeni bir stadı hak etmiyor mu?

E peki yenisini yapmak için bir yerden başlamak gerekmiyor mu?

Elini taşın altına koyup bir proje üretenleri kısır tartışmaların içine çekmekten lütfen vaz geçelim.

***

Stadın yıkımıyla birlikte yeni stadın nereye yapılacağı tartışılmaya başlandı.

‘Aynı yere yapılsın’ diyen de var ‘Şehir dışına çıkarılsın’ diyen de.

Ben de her modern kentte olduğu gibi, stadı şehir dışına taşımaktan yana olanlardanım.

Düşünsenize, stadın aynı yere yapılması, kenti belli bir noktaya sıkıştırmak değil midir?

Yeni stadın çok daha geniş bir alanda, çevresindeki diğer tesislerle birlikte bir kompleks olması gerekmez mi?

Bu konuda vizyonumuzu biraz daha geniş tutmak gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca;

‘Stat şehir dışına çıkacak, şimdiki alana rezidans yapılacak’ hikayesi çok bayık değil mi?

Stadın şimdi olduğu yere yürüyüş alanları, tenis kortu, antrenman sahaları, kafeler ve çocuklar için oyun alanlarının yer aldığı bir rekreasyon alanının oluşturulması, şehre değer katmaz mı?

Efeler’in kalbi sayılabilecek bu bölgede, benzer bir alanı bulmak pek de mümkün değil.

‘Stat sömürüsü’ yaparak akılcı bir projeyi önlemek, bu şehre sadece geri dönülemez zararlar verir.

O nedenle kısır tartışmalar içine gömülmeyi bir kenara bırakıp önümüze bakalım.

Eski stadı yıkana, yeni stadı yapacak olana teşekkür edelim.