Arefe günü başlardı bayram telaşı.
Mezarlık ziyaretleri için ana baba ocağına gidiş hazırlıkları.
Herkes birbirine “Kemeri aldın mı? Ayakkabılar unutulmasın aman” gibi tembihlerle başlayan ana baba ocağına yolculuk.
Bayramlar; samimiyetimizin, insanlığımızın, farklılığımızın buluşma noktasıydı bence. Sahip çıkmamız gereken, özümüzü yansıtan duygular bütünüydü bayramlar.
Herkesin bir arada olduğu, uzun, büyük masalarda yemeklerin yendiği, koyu sohbet anlarının yaşandığı en büyük, en güzel anlar.
Bayram deyince baba ocağımızın geleneksel kahvaltı sofrası gelir önce aklımıza.
Bayram namazı dönüşü aldığımız taze simit kokuları tüter burnumuza.
Lezzetine doyulmaz yaprak sarmaları...
Herkesin, özellikle çocukların sevdiği bir şey mutlaka bulunur sofrada.
Aramızdan ayrılanlar anılır hüzünle, yeni gelenlerin yeri açılır sofralarda, onlar da katılır bitmek bilmeyen bayram sabahı sohbetlerine.
Bayramın özeti ve içimde yaşattığı duygu birlik beraberlik ve baba evi buluşmalarıdır kısaca.
Bu bayramda yine yasaklıyız ve tasalıyız.
Eski bayramlar yerine virüslü bayramlarlayız.
Mezarlık ziyaretleri, arefe yolculuğu, büyük aile buluşmaları yok.
Herkesin tüm sevdikleriyle beraber mutlu, arzu ettiği gibi geçireceği eski bayramlarda buluşmak temennisiyle…
Virüs gölgesinde ki bayramınız kutlu olsun.