Protein, karbonhidrat ve yağlardan sonra vitaminler de sağlığımız için olmazsa olmaz organik maddelerdir. Her vitaminin vücudumuzdaki rolü çok başkadır. Vitaminlerin dördü yağda çözünebilir ve D vitamini de bu dört vitaminden birisidir, yağ dokusunda depolanır.
D vitamini, büyüme için en gerekli vitamindir ve güneş ışınlarının deri altında emilimi ile aktif hale gelerek, bağışıklık sistemi, tiroit hormonu düzeni ve kas sistemlerini korur. Büyüme rolünde çok etkili olduğu için de özellikle çocuklar için çok gerekli bir vitamindir. Kısacası D vitamini vücutta hücre yenilenmesine destek olur. Sindirim sistemini korur, bağışıklık sistemini güçlendirir.Kemiklerimizin büyük çoğunluğu kalsiyumdan oluşur ve D vitamini bu minarelin bağırsaklardan emilimini sağlar. Hipertansiyon, kalp rahatsızlıkları ve bazı kanserlere karşı koruyucudur. Damar basıncını dengeleyerek tansiyonu dengeler. Tiroit fonksiyonları ve kanın pıhtılaşması için gereklidir.
D vitamininin en büyük kaynağı %90 oranında güneş ışınlarıdır. Bu yüzden sıcak yaz günlerinde 15-20 dakika güneş kremi sürmeden güneşe maruz kalmayı ihmal etmeyin. Bir kişinin D vitamini ihtiyacının sadece %10’u besinler aracılığıyla sağlanabilmektedir.Yağda çözülen D vitamini için en iyi gıdalar ise balık yağı, ciğer, peynir, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri.
D vitamini azlığı kişilerde, kemik ve diş yapısında bozulmalara, kırıkların çok uzun sürelerde iyileşmesine, çocuklarda raşitizm, büyüklerde ise osteomalazi rahatsızlıklarına neden olur. Eksikliği kilo almayı kolaylaştırırken kilo vermeyi güçleştirir. Son yapılan çalışmalar D vitamini eksikliğinin bunama, şizofreni, parkinson gibi nörolojik rahatsızlıkların ortaya çıkma ihtimalini arttırdığını gösteriyor.
D vitaminin gereğinden fazla alınması ise mide bulantısı, baş dönmesi, kusma, böbrek fonksiyonlarında bozulma ve kemiklerde gereğinden fazla kalsiyum tutumu olduğu için kireçlenmeye neden olur. Günlük ihtiyaç genç yaşlarda 300-400 IU iken, yaş ilerledikçe 500-600 IU'ye kadar çıkar.