Vali Yakup Canbolat gönderdiği mesajda şu ifadeleri kullandı:

“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, Dünya Gıda Günü olarak kutlanmaktadır. Her yıl FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde kutlanan Dünya Gıda Günü’nde, dünya genelindeki açlık ve yoksulluğa dikkat çekmek ve herkesin gıda güvenliğine katkı sunmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yılki Dünya Gıda Günü de "Su hayattır, su gıda demektir. Kimseyi geride bırakma" teması ile değerlendirilecektir. Tema, suyun yaşam için ne kadar elzem olduğunu ve gıdamızın temeli olan suyun kritik rolünü vurgulamayı hedeflemektedir.

Günümüzde hızlı nüfus artışı, göç, kontrolsüz ve sağlıksız kentleşme, ticari eğilimlerdeki değişiklikler ve iklim değişiklikleri gibi önemli küresel değişimler su kaynakları üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bütün bu olumsuz gelişmeler gıdanın temeli olan suya erişimi ve suyun kalitesini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu bakımdan uluslararası bir boyutu da olan su konusunda uluslararası işbirliğine ve kaynaklarının yönetimine özel bir önem verilmektedir.

Aydın’da iş yerinde bıçaklı  kavga Aydın’da iş yerinde bıçaklı kavga

İnsanoğlu bir yandan yaşanan yetersiz beslenmeyle, diğer yandan bilinçsiz ve yanlış gıda tüketiminin yol açtığı çeşitli sağlık sorunlarıyla baş etmeye çalışmaktadır. Yaşanan sağlık sorunları refah seviyesine bağlı olmaksızın konunun gündemin ilk sıralarında yer almasını sağlamaktadır. Özellikle su kaynaklarına ve gıdaya ulaşmadaki adaletsizlikler, gıda güvenliğinin yeterince sağlanamaması, gıdanın yanlış tüketimi gibi nedenlerle dünyamız ciddi bir açlık sorunu yaşamakta; her yıl milyonlarca insan yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybetmektedir.

Bir yandan insanların refah içinde yaşaması, diğer yandan birçok ülkenin yoksulluk, geri kalmışlık ve buna bağlı olarak ortaya çıkan açlık tehdidi ile yaşamak zorunda kalması, insan olarak hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir sorun olarak görülmektedir. Bugün geldiğimiz durum, hiç birimizin bu sorunlara duyarsız kalmamamız gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bunun için yapılacak en güzel şey gıda üretiminin yeterli düzeye çıkarılması, su başta olmak üzere gıda kaynaklarının daha akılcı ve verimli kullanılması ile kaynaklarla üretim arasındaki dengenin korunmasını sağlamaktır. Bununla beraber israfın önlenmesi gibi çabalar da sorunun çözümüne büyük katkı sağlayacaktır.

Bu bağlamda, verimli toprakları, uygun iklimi ve zengin tarımsal ürün çeşitliliğiyle ülkemizin tarımsal üretiminde ve dolayısıyla gıda temininde önemli yere sahip olan ilimizde, gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği ile ilgili bilincin tüm vatandaşlarımız nezdinde giderek arttığını memnuniyetle müşahede ediyorum. Yine de çöpe atılan gıda maddelerini en aza indirgemek için herkesin “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz.” emrine uyarak hareket etmesinin gerekli olduğuna inanıyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, Dünya Gıda Günü gibi etkinliklerin başta beslenme olmak üzere yaşanan sorunlara gerçekçi ve sürdürülebilir çözümler getirmesi ve tüm insanlığa daha yaşanabilir bir dünya bilincinin geliştirilmesi için uygulanabilir yeni kararlara zemin teşkil etmesini temenni ediyorum.”