Jeotermal enerji ve incir arasındaki ilişkiye istatistiklerle bakış

Abone Ol

Türkiye jeolojik ve coğrafi konumu itibariyle jeotermal kaynaklar açısından zengin bir konumdadır. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaklaşık 1500 adet jeotermal kaynak sahaları bulunmaktadır. Bu jeotermal alanların % 78'i Batı Anadolu'da, % 9'u İç Anadolu'da,% 7'si Marmara Bölgesi'nde,% 5'i Doğu Anadolu'da ve% 1'i diğer bölgelerde bulunmaktadır. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün (MTA) verilerine göre, kuyu içi sıcaklıkları 295 ° C 'ye kadar çıkan kaynaklar bulunmaktadır.

            Şekil-1. Türkiye Jeotermal Uygulama Haritası (MTA Genel Müdürlüğü)

Aydın ilimiz jeotermal enerji kaynakları açısından Türkiye’nin en zengin ili olması ile birlikte, incir üretimi açısından da Türkiye’nin en fazla üretim yapan ilidir. Bu kapsamda iki kaynağın birbiri arasındaki ilişkiyi irdelemek gerekmektedir. Bu yazıda Aydın ilinde kurulu JES sayılarının artmasının Aydın’da incir üretimine etkilerini incelenmiştir.

Aydın ili özellikle incir üretiminin yoğun olduğu bir bölgedir. Ülkemizde incir üretiminin yaklaşık %60’ı Aydın’da, kalan %40’lık kesim ise diğer illerin tamamında gerçekleşmektedir. Özellikle Aydın ilinde yapılan jeotermal çalışmaların iklim üzerinde (nem) değişikliklere yol açtığı ve incirin üretimine olumsuz etkisi bulunduğu iddia edilmektedir.

Bu konuda tüm vatandaşların rahatlıkla internet üzerinden ulaşabileceği TÜİK ve Ziraat Mühendisleri Odası veritabanlarından faydalanılarak oluşturulan Tablo-1 ‘de yıllara bağlı Türkiye’de incir üretimini sunulmuştur. Tablo-1’e göre Türkiye’de incir üretimi ile Aydın ilindeki incir üretimi paralel olarak yıllara bağlı benzer artış ve düşüş göstermektedir. Bu konuyu daha iyi irdelemek için Şekil-2’de Türkiye geneli ve Aydın’da incir üretimi trendleri incelenmiş ve Şekil-3’de 2004-2019 arası Aydın ilinde incir üretimi yıllık olarak grafikte sunulmuştur.

Tablo-1. Yıllık Yaş İncir Üretim Miktarı

TÜRKİYE VE AYDIN İLİMİZDE YILLIK YAŞ İNCİR ÜRETİM MİKTARI (ton)

YILLAR

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

TÜRKİYE

275000

285000

290151

210152

205067

244351

254838

260508

AYDIN

186291

186009

205400

118424

106360

153191

162115

168351

YILLAR

2012

2013

2014

2015

2016

2017

2018

2019

TÜRKİYE

275002

298914

300282

300600

305450

305689

306499

310000

AYDIN

171637

186870

184548

186124

182775

185412

186346

190445

Şekil-2’deki yıllık yaş incir üretimi grafiği incelendiğinde incir üretim rejiminin Aydın ile Türkiye genelinin uyum içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Aydın’da üretimde düşüşlerin ve artışların yaşandığı yıllar Türkiye geneli ile paralellik göstermektedir.  Aydın ilinde yaşanan dramatik bir üretim düşüşü söz konusu olmadığı görülmektedir. Ayrıca üretimdeki tüm dalgalanmalara rağmen Aydın ilinin toplam üretim içerisindeki payını (%) koruduğu anlaşılmaktadır. Buradan Türkiye geneli yıllık yaş incir üretimindeki değişime sebep olan etkenler ile Aydın ilimizdeki yıllık yaş incir üretimindeki değişime sebep olan etkenlerin aynı olabileceği durumu ortaya çıkmaktadır. Örneğin 2008 yılında hem Türkiye geneli hem de Aydın’da yaş incir üretiminin son 15 yılda en düşük olduğu grafikten görülmektedir. Ancak 2008 yılında Aydın’da işletmede olan 7.9 MW kapasiteli sadece bir adet jeotermal santral vardı. Aydın iline bağlı ilçelerdeki jeotermal elektrik santralı kapasiteleri 2019 itibariyle 784 MW’a ulaşmasına rağmen yıllık yaş incir üretiminde 2008 yılı sonrasında sürekli bir artış eğilimi söz konusudur.

        Şekil-2. Aydın ve Türkiye Geneli Yıllık Yaş İncir Üretim Miktarları

Şekil-3. Aydın İlinde Yaş İncir Üretim Miktarları

Şekil-3’deki grafiklerden anlaşılacağı üzere Aydın’da 2019 yılında son 12 yılın en yüksek miktarda inciri üretilmiştir. Aydın’daki ilk JES’inin 7.95 MW kapasite ile 2006 yılında devreye alındığı hesaba katılırsa 2019 itibariyle yalnızca Aydın’ın ilçelerinde 784 MW’ı aşan JES’ler ile yıllık yaş incir üretiminin arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişkinin olmadığı ortadadır. Bu durum istatistiksel sınamalar ile kontrol edildiğinde de matematiksel olarak JES ve incir üretimi arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı hesaplanmaktadır.

Eğer Aydın’da kurulan JES’lerden atmosfere atılan yoğuşmayan gazların ve buharın incir üretimine doğrudan ya da dolaylı bir etkisi olmuş olsaydı, Aydın’daki incir üretim miktarının her yıl düşme eğilimi gösterip 2019 yılında en düşük seviyeyi görmesi gerekirdi. Oysa ki incir miktar olarak son 12 yılın rekorunu 2019 yılında kırmıştır.

Yıllık üretim miktarına bakıldığında Aydın’ın Türkiye ortalamasında olduğu görülmektedir. Yıllar bazında değerlendirme yapıldığında 2007 den bu yana verimde artış olduğu bilimsel veriler ile sabittir. Aydın ilinde incirin veriminin düştüğü yönündeki iddiaları bilimsel verilere dayanan istatistiksel sonuçlar çürütmektedir.

Jeotermal elektrik santrallerine yakın olan incir üretim bölgelerinde santrallerin nemi arttırdığı ve özellikle kuru incirin zarar gördüğü yönünde tepkiler de dikkat çekmektedir. İklim faktörlerinin değerlendirmesi yapılırken nem oranının üretimi tek başına etkileyecek bir faktör olmadığı belirtilmiştir. Ancak bu konuda ilave bilimsel çalışmalara ihtiyaç vardır.

Şekil-4’teki grafikte 2007 yılından itibaren Aydın ilinde kurulan jeotermal elektrik santrallerindeki toplam artış ile yıllık yaş incir üretiminin karşılaştırması sunulmuştur. Buna göre kurulu JES kapasitesi artarken yıllık yaş incir üretimi de yükselmekte olduğu ve 2019 yılında kurulu JES kapasitesi en yüksek noktaya ulaştığında yıllık incir üretimi de son 12 yılın en yüksek noktasına vardığı kolaylıkla grafikte görülmektedir.

   Şekil-4. Yıllık Yaş İncir Üretimi ile Kurulu JES Kapasitelerindeki Artışın İlişkisi

Sonuç olarak yaş incir üretim rejiminin Aydın ile Türkiye genelinin uyum içerisinde olduğu ve üretimde düşüşlerin ve artışların yaşandığı yılların ülke geneli ile paralellik gösterdiği ortaya çıkmaktadır. Bunun başlıca sebebi ülke genelindeki mevsimsel ve meteorolojik değişimleri olarak açıklanabilmekle beraber; konunun uzmanları olan Ziraat Mühendislerinin bilimsel yaklaşımları ile bu ilişki daha net ortaya konulabilir. Nitekim JES yatırımı olmayan diğer illerde de yaş incir üretiminin yıllık oranı Aydın’daki yaş incir üretimi oranı ile aynı eğilimi göstermektedir.

Gerek TÜİK verileri gerekse Ziraat Mühendisleri Odası verilerinden yararlanılarak oluşturulan bu çalışmada işletmeye giren JES’lerin artması ile incir üretimi arasında anlamlı bir ilişki olmadığı istatistiksel olarak ortaya konulmaktadır. Nitekim bilimsel açıdan olmayan bir ilişkinin varlığını zorlamak en çok da Aydın’ın markası olan “incir”e zarar vermektedir.

Aydın ilimizin iki önemli değeri olan “İncir” ve “Jeotermal Enerji” ye birlikte sahip çıkmamız gerekmektedir. Jeotermal enerji’yi sadece elektrik santrallardan ibaret görmemeli; şehir ve konut ısıtması, seracılık, meyve-sebze kurutma tesisleri ve termal turizm açısından da bu enerji kaynağının şehrimize marka değeri katmasını sağlamalı, halkımızın hayatına ve ev ekonomisine dokunacak, istihdam yaratacak projelerle jeotermalin anılması için gerekli çabayı göstermeliyiz.