Adli tatil Cumhuriyet’in ilk yıllarında tarım ve hayvancılıkla geçinen vatandaşların hasat işlerinin yoğun olduğu tarihlerde adliyelere gitmek zorunda kalmalarının önlenmesi ve ekonominin verimliliğinin artırılması amacı ile konulmuştur.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 102.maddesi ile düzenlenen adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlamakta, otuz bir ağustosta ise sona ermektedir.
Kural olarak dava ve yargılama süreci yeni adli yılın başlamasına kadar ertelenmektedir. Ancak adli tatil süreci, yargının işleyişinin durması anlamına gelmemektedir. Bu süreçte ivedi olarak çözüme kavuşturulması gereken işlemlerin aksamaması adına Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından adli tatil boyunca görev yapacak nöbetçi mahkemeler belirlenmektedir.
Temel kural yargı mercilerinin adli tatilde iş görmesinin yasak olmasına rağmen, bazı zorunluluklar sebebiyle bir kısım işlerin adli tatilde de görülmesi kabul edilmiştir. Adli tatilde görülecek işler genellikle sayma yoluyla sınırlı olarak belirlenmiştir.
Ceza yargılamaları bakımından,
Soruşturma işleri, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmalar, ivedi sayılacak diğer işler, adlî tatilde görülür. Bu işlerin nasıl yerine getirileceği Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Bir işin ivedi iş olup olmadığı ilgili mevzuatta belirtilir. Ceza yargısında adli tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin incelemelerini yapar.
Bir suç haberinin alınması karşısında adli tatildeyiz gerekçesiyle soruşturma yapmamak mümkün değildir. Keza tutuklu işlere ait duruşmalarda adli tatilde yapılmaya devam edilir. Adli tatil süresince nöbetçi mahkemeler görev yapar. Tatilde yapılan tebligat geçerlidir. Ancak süreler işlemez.
HMK MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:
a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.
e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.
f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ) Çekişmesiz yargı işleri.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.
(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.
Görüldüğü gibi adli tatil süresince kural olarak tüm yargı mercileri çalışmaya ara verir. Ancak usul kanunlarında sayma yoluyla belirlenen sınırlı işi görmeye devam ederler. Bu işler nöbetçi olarak bırakılan daire, mahkeme veya hâkimler tarafından yerine getirilmektedir.